13 Kasım 2016 Pazar

Bana Sevmeyi Anlat türk dizisi tanıtımı

BANA SEVMEYİ ANLAT
Bana Sevmeyi Anlat, 1 sezonluk bir türk dizisidir. Tür, adından da anlaşıldığı gibi romantik. Dışardan sıradan görünebilir, ben öyle görmüştüm ama seyrederken, hem aşkıyla, hem dramıyla hem de komedisiyle çok eğlendim. Konusu, hayatlarının kaçış noktasında karşılaşan Alper ile Leyla'nın aşkını anlatmaktadır. Şimdi anlatmaya başlıyorum.
Baş karakterimiz, Alper Eren. Alper, dürüst ve idealist bir adamdır. Büyük bir restoranda çalışmaktadır ve yaptığı yemeklerden söz etmiyorum bile. Alper'in hayatı, örnek aldığı abisinin ve boşanmak üzere karısının araba kazası geçirmesiyle, karman çorman olur. Bu kazada abisi ölür ve karısı komaya girer. Bir yandan, abisinin bıraktığı borçlar, bir yandan karısının sırları, bir yandan bakmak zorunda olduğu yeğenleri ve kızı Çiçek. Bunca sorunun ardından, yakın arkadaşının tavsiyesi ile Haşmet adında bir adam ile çalışmaya karar verir.
Leyla. Babası, üvey annesi, üvey kardeşleri ve bebeği Rüzgar ile Almanya'da hayatta kalmaya çalışan bir kadındır. Daha bebekken, onu bırakıp giden annesinin aksine, Rüzgar'dan vazgeçmeye hiç niyeti yoktur. Bir gün, babasının iş yaptığı Haşmet adında bir adamdan evlenme teklifi alır. Leyla, oğlunun geleceği için tanımadığı bir adamla evlenmeye karar verir.
Haşmet. Dışardan iyi, şefkatli bir iş adamı gibi görünür ama aslında soğukkanlı bir mafya babasıdır. Hiç birşeyden haberi olmayan Alper ile iş yapmaktadır. Aynı zamanda, Leyla'ya ilk görüşte aşık olmuştur ve onunla birlikte olmak için herşeyi yapmaya hazırdır.
Düğün için Leyla ve ailesi İstanbul'a gelmiştir. Haşmet, herşeyin istediği gibi gittiğine inanırken, planlamadığı birşey olur. Leyla, Haşmet'in karanlık yönüne tanık olur.
Duyduklarının ardından kaçmaya çalışan Leyla, Haşmet'in davetiyle düğüne gelmiş Alper'in arabasına biner.
İşte, Leyla ve Alper'in bu karşılaşması hayatlarının tamamen farklı yönlere gitmesine neden olur çünkü tesadüfler eseri karşılaşan Leyla ve Alper birbirlerine aşık olurlar.
Bu da, diziyi seyretme nedenlerimden biri olan dizinin jenerik müziği.
 "Bazen kötü olaylar, bize iyi şeyleri getirir."
Dinlediğiniz için teşekkürler. İnşallah anlatımımı beğenmişsinizdir. İyi seyirler...:)))



RİBA Aİ

5 Kasım 2016 Cumartesi

Shopping King Louie kore dizisi tanıtımı

SHOPPİNG KİNG LOUİE
Shopping king Louie, 16 bölümlük romantik komedi dizisidir. Anlamı "Alışveriş Kralı / Alışverişkolik Louis". Burada baş karaktere atıfta bulunuyor. Konusu ise, insanlardan uzak bir kalede prens misali yaşayan Louis ile medeniyetten uzak dağda yaşayan bir kızın aşkını anlatıyor. Dizimiz, Louis'in hafızasını kaybedip, umut vaad eden bir girişimci ile karşılaşması ile başlıyor.
Tanıştırayım, hem sevimli hem de yakışıklı başrolümüz Louis nam-ı diğer Kang Ji Sung. Ji Sung küçükken ailesini kaybetmiş zengin bir çocuktur. Büyükannesi Louis'i de kaybetmemek için onu insanlardan uzak bir kalede bir dediğini iki etmeden yaşatmıştır.
Ji Sung şımarık bir zengin çocuğu olsa da, diğer zenginlerden çok farklıdır. Çocuksu bir masumluğu var ve çevresindekileri küçümsemiyor. Tek sorun, oturduğu yerden istemesi. Ee tabi, bunu da alıştığı yaşam tarzına borçlu. Bunun yanında, Ji Sung tam bir alışverişkoliktir. Bu yüzden lakabı da "Alışveriş Kralı" olmuştur. Alışverişte üstüne yoktur. Bu yeteneğini de, kimsenin bilmediği bir sırrına borçludur. Ji Sung, kaliteli mallarla konuşabiliyor. Daha doğrusu, kaliteli mallar onunla konuşuyor. :D
Ko Bok Sil. Hayatını dağda, medeniyetten uzak bir şekilde yaşamış kız. Hayat dolu, masum ve büyükanne misali olgun Bok Sil, gerçek dünyadan bihaber hayatına devam ediyordu. Ailesini küçük yaşta kaybetmiş ve erkek kardeşi de evden kaçmıştır. Yakın zamanda da, büyükannesini kaybedince yapayalnız kalan Bok Sil, Seul'e erkek kardeşini aramaya gider.
Cha Joong Won, zengin aile çocuğudur. Büyük bir şirkette Müdür olarak çalışan Joong Won, hassas ve kolay sinirlenen bir kişiliğe sahiptir. En çok kullandığı kelime, "Hmmm". Soğukkanlı ve sert gözükse de, yumuşak ve düşünceli biridir. Bok Sil'e tek taraflı aşıktır. Louis ile Bok Sil ilişkisinde aşk üçgeni olmasına sebep olmuştur.
Baek Ma Ri, zengin aile kızı. Melek görünümlü şeytan. Güzel bir kız ama kötü bir karakteri var. En büyük hedefi iyi bir aileden gelen bir adamla evlenmek ve işte-aşkta kazanmak. Louis ile Joong Won'u etkisi altına alamaması yüzünden, Bok Sil'den hoşlanmamaktadır.
Diziyi seyrederken arada sıkıldım ama kesinlikle çok güzeldi ve baş karakter sağolsun çok güldüm. Klasik bir konusu yok ve bu diziyi özel yapan da bu zaten ama başrolün özel yeteneği üzerine daha fazla durulmasını beklerdim. Bir de, bazı dram sahneleri çok rahatsız ediciydi. Gene de seyrederken, çok eğlendim.
Dizi şöyle başlıyor;
Nihayet, Louis yıllar sonra Kore'ye büyükannesine dönecektir. Kalesinden kurtulan Louis, gerçek dünyaya ilk adımını atmıştır. Heyecandan arabayı hızlı bir şekilde kullanan Louis, başına geleceklerden habersizdir.
O sırada, kardeşini arayan Bok Sil'de Seul'dedir. Zar zor hayatta kalmaya çalışmaktadır ve hiç beklemediği bir durumla karşılaşır.
Bok Sil, kardeşinin ceketini giyen bir adam görür. Bok Sil nihayet kardeşini bulacağı için çok heyecanlıdır ama ceketi giyen adam hafızasını kaybetmiştir.
Kısaca, dizimiz dünyadan bihaber yaşayan iki aşığın gerçek dünyada birlikte hayatta kalmaya çalışmaları ile başlıyor.
"Bazen hüzünle başlayan birşey hayatınıza gerçek mutluluğu getirebilir."
Dizinin çok sevdiğim müziklerinden bazıları.
Dinlediğiniz için teşekkürler. İnşallah anlatımımı beğenmişsinizdir. İyi seyirler...:)))


RİBA Aİ

29 Ekim 2016 Cumartesi

The K2 kore dizisi tanıtımı

THE K2
The K2, 16 bölümlük kore dizisidir. Türü, bol aksiyon ve dram içeriyor ama aşkı da eksik etmemiş. Başta, müziği kalbimi ağrıtacak derecede etkilediği için çok bir şey beklemiyordum ama intikamın yanında çok tatlı ve masum bir aşkı da eklemiş. Bu yüzden, bu diziyi seyretmeye devam ettim.
 Yakışıklı ve vahşi bir kişiliğe sahip başrolümüz. (Ve nedense, birileri için yaşama ve birilerini koruma iç güdüsü kuvvetli bir adam. :D ) Devlet için çalışan bir askerdi ve işinde en iyisiydi ama sonra bazı olaylar zinciri hayatını değiştirdi. Herşeyini kaybetti. Sevdiği kadın da dahil. Herşey. Üstüne bir de kaçmak zorunda. Bu yaşadığı olaylardan derin bir yara almıştır.
 Zar zor hayatına devam eden baş karakterimizin başı dertten eksik olmaz ve ona başka çare bırakmazlar. Baş karakterimiz bütün bu olaylarla uğraşırken, korumak istediği birini bulur. Anna'ya aşık olur.
Bu arada, yeni adı Kim Je Ha olur. Takma adı ise K2'dir. (Kim Je Ha'nın K'si. 2 numara çünkü adı K harfi ile başlayan ondan önce çalışmış biri daha var.)
Bu kadın Choi Yoo Jin. Anna'nın üveyannesi. İster inanın, ister inanmayın bu kadın bir zamanlar iyi ve masum biriydi. Hayatını adadığı kocası ve yaşadığı olaylar yüzünden, acımasız bir kadın olmuştur. Tek isteği kocasını başkan yapmak. Kim Je Ha ile tanışınca, uzun zamandır ihtiyacı olduğu şeyi, onda bulmuştur.
Go Anna. Yaşadıkları yüzünden nefret dolu ve çocuksu bir karakter ama bir o kadar da masum bir kız. Babası milletvekilidir. Babasının mesleği ve hırsı ona pahalıya mal olmuştur. Annesini kaybetmiştir ve yıllarca esir hayatı yaşamıştır. (Bu durum, psikolojisini altüst etmiştir.) Esir olmasının sebebi, kimsenin milletvekilinin gayrimeşru bir kızı olduğunu bilmemesi içindir. Anna, yaşadıkları yüzünden Choi Yoo Jin'den nefret etmektedir ve onu suçlamaktadır. Yıllardır ona ilk defa güven hissi veren Kim Je Ha'ya aşık olur.
Jang Se Joon. Anna'nın babası ve Choi Yoo Jin'in kocası. Milletvekili olmak için hayatı şov olmuş bir adam ya da ruhunu şeytana satmış bir adam da diyebiliriz. Yoo Jin ile anlaşmalı bir evliliği var ve onun sayesinde, başkan olmaya çok yaklaşmıştır. Korkunç bir adam olsa da, kızı Anna'ya değer vermektedir.
Park Kwan Soo ya da Je Ha'nın hayatını mahveden adam. Başkan olmak için herşeyi yapacak türden bir adam. Bu kısımda tabi ki de, rakibi Jang Se Joon'dur. Ayrıca Je Ha'nın, Choi Yoo Jin ile anlaşma yapmasına sebep olmuştur.
Zaten bahsettiğim gibi. Dizi bol aksiyon ve bol dram içeriyor. Bunun yanında aşkı eksik etmemiş. Ben akıcılığından çok, diziyi aşkı için tercih ettim. Beklenmedik bir şekilde, romantik-komedi sahnelerle de karşılaştım. Bu yüzden, çok beğendim. Bu kadar dram içermese, iyiydi ama yerini sıcak ve samimi sahnelere verdiği zamanlar için seyretmeye değer bence.
Ayrıca, aşk ve intikam birlikte.
"Love And Revenge"
"Bu hayatta, sadece koruyacak birşeyi olanlar yaşayabilir."
Açılış müziği.
 Dizinin çok sevdiğim müziklerinden bazıları.
 Dinlediğiniz için teşekkürler. İnşallah anlatımımı beğenmişsinizdir. İyi seyirler...:)))



RİBA Aİ

28 Ekim 2016 Cuma

İçeride türk dizisi tanıtımı

İÇERDE
İçeride, 1 sezonluk türk dizisidir. Tür aksiyon, polisiye, dram ve romantiktir. Konusu ise, kısaca iki kardeşin birbirini bulma hikayesi işte. Konusu, başta çok klişe gibi gelebilir ama size tavsiyem önyargı ile yaklaşmayın. Belki bu dizide, beklediğinizden fazlasını bulabilirsiniz. Daha kapsamlı bir tanıtım istiyorsanız, okumaya devam edin. ( Bu dizi, diğer türk dizilerinden farklı olarak, heyecanı hiç bir bölümünde eksik bırakmıyor. Şimdiye kadar seyrettiğim en güzel dizi. Ben çok ama çok beğendim.<333 )
 (Not: The Departed (köstebek) adlı amerikan filmine benzerlik gösteriyor ama kesinlikle hiç alakaları yok.)
Konusu:
Babaları mafyaya karıştığı için, anneleri ile sıcak ve samimi bir şekilde yaşayan Sarp ve Umut adında iki kardeş varmış. Herşey yolunda gidiyormuş. Ta ki, küçük kardeş Umut kaçırılına kadar...
Aradan yıllar geçer. Sarp büyür ve Polis Akademisi'nden mezun olmak üzeredir ama bazı sebeplerden dolayı, törende Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü'ne silah çeker. Daha sonra, annesinin bütün ısrarlarına rağmen, mafyaya girer. Bilinmeyen gerçek ise, Sarp'ın hala polis olduğudur ve en büyük hedefi kayıp kardeşini bulmaktır. Bunun için de, ailesini mahveden mafya babası Celal Babayı bitirmek için elinden geleni yapacaktır.
Bu sırada, küçük kardeş Umut neredeydi? Çok uzakta değil. Yeni adı Mert olan küçük kardeş, abisi ile aynı Polis Akademisi'nde okumuştur. Üstüne üstlük, Sarp ve Mert kardeş olduklarından habersiz rakip olurlar. Abisinin aksine, Emniyet Müdürlüğü'nde başarılı bir polis olarak çalışmaya başlar. Burada bilinmeyen gerçek ise, Mert'in Celal Baba tarafından, polislerin arasına konmuş bir ajan olduğudur.
 Şimdi, dizideki önemli karakterleri anlatayım:
Baş karakterler ve diziyi seyretme nedenlerimiz:
Büyük kardeş, Sarp. Güçlü ve annesi sağolsun, adaletli, doğruluktan ayrılmayan ve sevdikleri için yaşayan bir karakter. Kardeşinin kaybolmasından dolayı kendisini suçluyor ve hala bir yerlerde yaşadığına inanıyor. Sarp sert görünüşünün aksine, kardeşine çok düşkündür ve onu bulmak için herşeyi yapmaya hazırdır. Mafyanın içine sızmış, gizli bir polistir. Melek'e aşıktır.
Küçük kardeş Umut ya da yeni adıyla, Mert. Benim en çok sevdiğim karakter ve diziyi seyretme nedenim. Çocukken yaşadığı travmalarla sürekli gülüp geçerek, hayatta kalmaya çalışan bir karakter ama her ne kadar gülüp geçse de, Mert'in yaşadığı acıyı ve eksikliği dizi boyunca hissediyorsunuz ve gözleriniz doluyor. Çocuk ruhlu, komik, eğlenceli, başına buyruk,zeki, çok uyanık, kendine özgü bir karakter. Mafya babası Celal Baba tarafından yetiştirilen Mert, Emniyet Müdürlüğü'nün içine sızmış bir ajandır. Eylem'e aşıktır.
       Burada komik olan şey ise, Mert'in hal ve hareketleri, yürüyüşü ve tepkisi geçmişinden izler taşıyor ve 'ben mafyayım' diye bağırıyor ama kimse anlamıyor. :D
Dizide aşkında olduğunu unutturmayan karakterler:
Bu güzeller güzeli, Melek. Mert'in çocukluk arkadaşı. (Mert'in zor zamanlarında destek olmuş manevi kardeşi.) Dıştan buz gibi gözükür ama aslında cam kadar kırılgan bir karakterdir. Sokaklarda Mert ile mendil satarak büyümüş ve Celal Baba sayesinde, başarılı bir avukat olmuştur. Mafya avukatı oldu yani. Sarp'a aşıktır.
Bu da, Eylem. Sarp'ın çocukluk arkadaşı. (Aynı zamanda, Sarp'ın en iyi arkadaşı. Eylem, onu rol model bildi.) İyi kalpli ve biraz saf bir kızdır. Küçükken ailesini kaybetmiş ve Füsun teyze tarafından evlatlık alınmıştır. Yılmaz ailesini, ailesi bilmiştir. Sarp ile kardeş gibi büyümüş ve başarılı bir gazeteci olmuştur. Mert'e aşıktır.
Diziye aksiyon katan karakterler:
İşte, mafya babası Celal Baba. İyi baba kimliğine bürünmüş ama aslında bu onun maskesi. "Kebapçı Celal" olarak bilinir. Mert ile Melek'i büyütmüş ve okutmuştur. Mert'i ajanı yapmış, Melek'i ise, avukatı.  Dizide, Sarp ile Mert'in hayatını hepten değiştirmiş ve karıştırmıştır.
Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü , Yusuf müdür. Celal Baba, onun hayatını mahvetmiştir. Bu yüzden intikam almak istemektedir. Tek isteği, Celal Babanın mahvolmasıdır. Bunun için, en büyük yardımı Sarp'tan alacaktır. Dizide, Sarp ile Mert'in hayatını karmaşık hale getiren diğer bir karakterdir.
Bize aile sevgisini bol bol hatırlatan karakter:
Sarp ile Mert'in annesi, Füsun teyze. Füsun teyzenin, anne yüreği arada sizi göz yaşlarına boğabilir. Dizi boyunca, büyük oğlu Sarp'ın yaptığı fedakarlıktan habersiz oğlunun mafyadan kurtulmasını ve hala yaşadığına inandığı küçük oğlu Umut'un namı diğer Mert'in bulunmasını istemektedir. Oğullarının yaşadıklarından habersiz, onların eve geri dönmesini beklemektedir.
    Aynı zamanda, Füsun teyze sıcak ile soğuk kadar zıt kardeşlerin en büyük ortak noktasıdır.
Diğer bir karakter:
Celal Babanın adamı, Davut. Melek'e aşıktır. Sarp ile Melek'in yakınlaşmalarından dolayı, Sarp'tan nefret etmektedir ve onu mahvetmek için herşeyi yapmaya hazırdır.
Şimdiye kadar seyrettiğim en güzel türk dizilerinden biri. Özellikle, kardeş sevgisini önplanda tutmuş dizimiz, dramıyla, komedisiyle, aşkıyla, birbirinden eğlenceli karakterleri ve akıcılığı ile seyirciyi heyecandan hiç eksik bırakmıyor. Ben bu diziyi çok sevdim ve müziklerinden söz etmiyorum bile, tek kelimeyle harika bir dizi ve herkese tavsiye ediyorum.
"Hayatın size ne getireceğini bilemezsiniz. Bazen bulmayı umduğunuz şey tam yanınızdadır ya da karşınızda ama en önemlisi, o hep sizin içinizdedir. İçerdedir."
Fragmanı
Jenerik müziği.
Dinlediğiniz için teşekkürler. İnşallah anlatımı beğenmişsinizdir. İyi seyirler...:)))


RİBA Aİ

16 Ekim 2016 Pazar

Medcezir türk dizisi tanıtımı

MEDCEZİR
Medcezir, 2 sezonluk bir türk dizisi. The O.C adlı bir amerikan dizisinden alıntı. Dizinin konusu, İstanbul'un bir kenar mahallesinde yaşayan bir çocuğun başarı hikayesi anlatılıyor. Dizi aşk, aile, arkadaşlık ve özellikle de, dram türüne oldukça fazla yer veriyor.
Bu başrolümüz ya da biricik kahramanımız :D , Yaman. İstanbul'un kenar mahallerinden Tozludere'de yaşayan Yaman, geleceği umut vaad eden, içine kapanık, masum ve hayatındaki zorluklara rağmen, zar zor ayakta duran bir çocuktur.
Bir gün abisi yüzünden, hapse düşer. Orada tanıştığı Avukat Selim ile Altınkoy'a geldiğinde ise, bütün hayatı değişir.
Bu da Mira. Zengin bir ailenin kızı olan Mira'nın hayatı baştan sona planlıdır. Gittiği okuldan, takılacağı mekana ve de evleneceği kişiye kadar. Herşey. Mira'da, bu plana ayak uydurmaya çalışmaktadır. Ta ki, hayatına Yaman girene kadar. Bütün planlar alt üst olur. Mira ile Yaman birbirlerine aşık olurlar.
Yaman'ı Altınkoy'a getiren avukat Selim'in oğlu, Mert. Neşeli, hayalperest, komik, hayat dolu ve çocuksu olan Mert'in pek arkadaşı yoktur. Aynı zamanda, yıllardır onu farketmeyen Eylül'e tek taraflı aşıktır.Yaman, onun hem kahramanı, hem de ilk arkadaşı olur.
Mira'nın en iyi arkadaşı, Eylül. Mira'ya her zaman destek olan gerçek bir dosttur. Aynı zamanda, yaşadıklarına rağmen, hayat dolu olan bir kızdır. Yaman ile Mira'nın aşkı, onu gerçekten seven Mert'i farketmesini sağlar ve Mert'e aşık olur.
Yaman'ı Altınkoya getiren avukat Selim. Yaman'da kendini görmüştür ve ona daha parlak bir gelecek için fırsat vermeye karar verir. Onu Altınkoy'a getirir ve Yaman'ı da oğlu Mert gibi görmeye başlar.
Bir kere, dizinin ilk sezonu benim için bir efsaneydi. Hiç sıkılmadan seyrettim. Bol dramı ve kendine hayran bırakan baş kahramanımız sayesinde, hemencecik bitirdim.
2. sezona gelince, 1. sezon kadar iyi değildi. Ayrıca, dram ve aksiyon seviyesi baya bir yükseldi, bu yüzden arada sıkıldım ama hiç bir zaman bu diziyi seyrettiğim için pişman olmadım. Çok güzeldi.
"Hayat, yaşadıklarına rağmen, ayakta durabilmektir."
Açılış müziği. Bu arada, dizinin müzikleri de ayrı bir güzeldi.

RİBA Aİ