Merhaba arkadaşlar, farklı türden kitapları
yayınlamaya devam ediyorum. Şimdi de bir Dünya Klasiğini ele almak istedim.
Bakalım sizler neler düşüneceksiniz.
“Elinizde tam iki yüz yıllık bir büyü tutuyorsunuz. Bu kadar eski olduğu halde bugün hala bu
kadar popüler olan bir roman daha bilmiyorum…” kitabımız çevirmen Hamdi Koç
tarafından yazılmış sunuş bölümünde bu cümleler ile başlıyor. Ben kitaba
başlamadan önce bu yazıyı okurken bu cümle beni çok etkilemişti: “elinizde
tam iki yüz yıllık bir büyü tutuyorsunuz…” Bu kadar eski olmasına rağmen
böyle yeni kalmayı başarabilen bu dünya klasiğini o kadar çok duydum ki bu
kitabı okumasam olmazdı. Okuyup onu böyle diri, böyle canlı tutan şeyi ben de
tatmak istedim. Şimdi bu duygularımı sizlerle de paylaşacağım. Aşağıdaki yazıda
kitap hakkında daha iyi fikir sahibi olabilmeniz için kısmen spoiler verdim. Bu yüzden lütfen bunu göz
önünde bulundurarak okumaya devam edin…
Kitabın Adı: Gurur Ve Önyargı
Orijinal Adı: Pride And Prejudice
Yazarı: Jane Austen
Sayfa Sayısı: 422
Gurur Ve Önyargı kitabı bu adı dışında bazı yayınevleri tarafından Aşk Ve Gurur ismi
ile de yayınlanmış ve yanılmıyorsam hala da yayınlanmaya devam ediyor. Aynı
zamanda filmi de çıkmış olan bir Dünya Klasiği. İlk olarak şunu söylemeliyim ki
ben Türkiye İş Bankası yayınlarının Gurur Ve Önyargı kitabını aldım, almadan
öncede Artemis yayınlarının kitabı ile şöyle bir karşılaştırdım. Aralarında çok
ciddi olmasa da bir tercüme farkı vardı. Orijinaline göre hangisi daha iyi
bilemiyorum ama bu konuda İş Bankası yayınlarına daha çok güvenerek onu satın
aldım. Eğer yayınevlerinin tercümelerindeki farklılıklarla ilgili sizin
ilginizi çeken bilgiler olursa aşağıya yorum olarak yazmayı unutmayın.
Gurur Ve Önyargı kitabı çok çok çok eski bir zamanda yazıldığı için dönemden izler
taşıyor tabiki. Bu izlerden en belirgini ve belki de bugünün bireyleri olarak
en sindiremeyeceğimiz kısmı ise kadınlara tanınan kısıtlı hayat ve haklar. Kitapta
kızlar için çizilen hayat şu şekilde; bir kız doğar dadılar, özel eğitmenler ve
hizmetçilerle büyür, eğitilir ve güzelleşip gençliğine kavuştuğunda artık
evlenme dönemi gelmiştir, kadınlara miras hakkı tanınmayan bu dönemde kızların
zengin ve mümkünse de hoş görünümlü bir beyle evlenmeleri ve rahat bir yaşam
sürmeleri gerekmektedir. Bunun için de aileler titizlikle aradıkları eş adayını
bulabilmek için kızlarını düzenlenen her baloya götürürler, istenilen eş adayı
bulunup kız evlendirildikten sonra da ailelerin özellikle de annelerin
civardaki komşulara üstünlük taslama sırası gelmiştir. Kadınların sosyalleşme
imkanı ise sadece katıldıkları balolar ya da özel yemek davetleri ile
sınırlıdır.
İşte böyle bir
sistemin izlendiği dönemde başrolümüz Elizabeth Bennett, hiç de böyle
düşünmeyen, kardeşlerinin tersine zeki ve kendinden emin bir kız. Kardeşleri
içerisinde aklıselim olan tek kişi ise kendisi dışında ablası Jane. Beş
kardeşten bu ikisi dışında diğerleri tamamen bu düşüncenin birer kafaları ve
koca bulmak için yaşayan zeki olmayan kızlar. Hikaye epeyce zengin olan Mr.
Bingley ve Mr. Dary’nin Bennett’ların yaşadığı şehre gelmeleri ile başlıyor
aslında. Mr. Bingley hakkında da bilgi vererek çok fazla spoiler vermek
istemiyorum bu yüzden kısaca anlatacağım Mr. Darcy’ye geçiyorum. Baş rolü
Elizabeth ile paylaşan Mr.Darcy çok zor anlaşılabilen bir karakter kitabın
sonlarına doğru gelene kadar onu tam olarak tanıyamayacaksınız. Aslında bu yönü
ile de Elizabeth ile birbirlerine çok benziyorlar bence. Çünkü Elizabeth de en
az Mr.Darcy kadar yabancılara karşı korumacı bir tavır içerisinde.
Kitabın film
uyarlamasından bir sahne
Kitap boyunca ikili
arasında geçecek olan kinayeli ve zekice konuşmalar, ikisinin de birbirlerinin
altında kalmayışı sizi kitabı çok daha hızlı bir şekilde bitirmeye
yönlendirecek. Benim kitap ile ilgili yorumum bir dünya Klasiği olarak
sıkılmadan okumanız gereken bir kitap olduğu yönünde. Kitapta beni düşündüren
ve ince düşünerek zekice planlanmış cümleleri defterime not aldım- ileriki zamanlarda
sizlere bu defterden de bahsetmeyi düşünüyorum- ve onları da aşağıya yazacağım.
Beni kendisine aşık edecek ya da yazarına kör kütük hayran edecek bir etkide
bırakmadı. Ama gerçekten güzel ve etkili bir kitap olduğunu bu yüzden mutlaka
ama mutlaka okumanız gereken kitaplar arasında yer almasını söylemeden
geçemeyeceğim.
Kitaptan Bazı Alıntılar
Sanırım her yaradılışta belli bir kötülüğe doğru
eğilim vardır… Doğal bir kusur, en iyi eğitim bile üstesinden gelemez.
Ricada bulunan kişiye verilen önem sık sık insana o ricayı hemen kabul
ettirir, düşünüp taşınacak gerçekleri beklemeden.
Ama her duygusal tepki aklın sınamasına tabi
tutulmalıdır; kanımca gösterilecek tepki ihtiyaç duyulan duygu ile doğru
orantılı olmalıdır.
Başka bir kitapta buluşmak üzere…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder