7 Ağustos 2016 Pazar

Gurur Ve Önyargı Kitap Yorumu

Merhaba arkadaşlar, farklı türden kitapları yayınlamaya devam ediyorum. Şimdi de bir Dünya Klasiğini ele almak istedim. Bakalım sizler neler düşüneceksiniz.
“Elinizde tam iki yüz yıllık bir büyü tutuyorsunuz. Bu kadar eski olduğu halde bugün hala bu kadar popüler olan bir roman daha bilmiyorum…” kitabımız çevirmen Hamdi Koç tarafından yazılmış sunuş bölümünde bu cümleler ile başlıyor. Ben kitaba başlamadan önce bu yazıyı okurken bu cümle beni çok etkilemişti: “elinizde tam iki yüz yıllık bir büyü tutuyorsunuz…” Bu kadar eski olmasına rağmen böyle yeni kalmayı başarabilen bu dünya klasiğini o kadar çok duydum ki bu kitabı okumasam olmazdı. Okuyup onu böyle diri, böyle canlı tutan şeyi ben de tatmak istedim. Şimdi bu duygularımı sizlerle de paylaşacağım. Aşağıdaki yazıda kitap hakkında daha iyi fikir sahibi olabilmeniz için kısmen spoiler verdim. Bu yüzden lütfen bunu göz önünde bulundurarak okumaya devam edin…


Kitabın Adı: Gurur Ve Önyargı
Orijinal Adı: Pride And Prejudice
Yazarı: Jane Austen             
Sayfa Sayısı: 422
Gurur Ve Önyargı kitabı bu adı dışında bazı yayınevleri tarafından Aşk Ve Gurur ismi ile de yayınlanmış ve yanılmıyorsam hala da yayınlanmaya devam ediyor. Aynı zamanda filmi de çıkmış olan bir Dünya Klasiği. İlk olarak şunu söylemeliyim ki ben Türkiye İş Bankası yayınlarının Gurur Ve Önyargı kitabını aldım, almadan öncede Artemis yayınlarının kitabı ile şöyle bir karşılaştırdım. Aralarında çok ciddi olmasa da bir tercüme farkı vardı. Orijinaline göre hangisi daha iyi bilemiyorum ama bu konuda İş Bankası yayınlarına daha çok güvenerek onu satın aldım. Eğer yayınevlerinin tercümelerindeki farklılıklarla ilgili sizin ilginizi çeken bilgiler olursa aşağıya yorum olarak yazmayı unutmayın.


Gurur Ve Önyargı kitabı çok çok çok eski bir zamanda yazıldığı için dönemden izler taşıyor tabiki. Bu izlerden en belirgini ve belki de bugünün bireyleri olarak en sindiremeyeceğimiz kısmı ise kadınlara tanınan kısıtlı hayat ve haklar. Kitapta kızlar için çizilen hayat şu şekilde; bir kız doğar dadılar, özel eğitmenler ve hizmetçilerle büyür, eğitilir ve güzelleşip gençliğine kavuştuğunda artık evlenme dönemi gelmiştir, kadınlara miras hakkı tanınmayan bu dönemde kızların zengin ve mümkünse de hoş görünümlü bir beyle evlenmeleri ve rahat bir yaşam sürmeleri gerekmektedir. Bunun için de aileler titizlikle aradıkları eş adayını bulabilmek için kızlarını düzenlenen her baloya götürürler, istenilen eş adayı bulunup kız evlendirildikten sonra da ailelerin özellikle de annelerin civardaki komşulara üstünlük taslama sırası gelmiştir. Kadınların sosyalleşme imkanı ise sadece katıldıkları balolar ya da özel yemek davetleri ile sınırlıdır.


İşte böyle bir sistemin izlendiği dönemde başrolümüz Elizabeth Bennett, hiç de böyle düşünmeyen, kardeşlerinin tersine zeki ve kendinden emin bir kız. Kardeşleri içerisinde aklıselim olan tek kişi ise kendisi dışında ablası Jane. Beş kardeşten bu ikisi dışında diğerleri tamamen bu düşüncenin birer kafaları ve koca bulmak için yaşayan zeki olmayan kızlar. Hikaye epeyce zengin olan Mr. Bingley ve Mr. Dary’nin Bennett’ların yaşadığı şehre gelmeleri ile başlıyor aslında. Mr. Bingley hakkında da bilgi vererek çok fazla spoiler vermek istemiyorum bu yüzden kısaca anlatacağım Mr. Darcy’ye geçiyorum. Baş rolü Elizabeth ile paylaşan Mr.Darcy çok zor anlaşılabilen bir karakter kitabın sonlarına doğru gelene kadar onu tam olarak tanıyamayacaksınız. Aslında bu yönü ile de Elizabeth ile birbirlerine çok benziyorlar bence. Çünkü Elizabeth de en az Mr.Darcy kadar yabancılara karşı korumacı bir tavır içerisinde.

Kitabın film uyarlamasından bir sahne
Kitap boyunca ikili arasında geçecek olan kinayeli ve zekice konuşmalar, ikisinin de birbirlerinin altında kalmayışı sizi kitabı çok daha hızlı bir şekilde bitirmeye yönlendirecek. Benim kitap ile ilgili yorumum bir dünya Klasiği olarak sıkılmadan okumanız gereken bir kitap olduğu yönünde. Kitapta beni düşündüren ve ince düşünerek zekice planlanmış cümleleri defterime not aldım- ileriki zamanlarda sizlere bu defterden de bahsetmeyi düşünüyorum- ve onları da aşağıya yazacağım. Beni kendisine aşık edecek ya da yazarına kör kütük hayran edecek bir etkide bırakmadı. Ama gerçekten güzel ve etkili bir kitap olduğunu bu yüzden mutlaka ama mutlaka okumanız gereken kitaplar arasında yer almasını söylemeden geçemeyeceğim.
Kitaptan Bazı Alıntılar
Sanırım her yaradılışta belli bir kötülüğe doğru eğilim vardır… Doğal bir kusur, en iyi eğitim bile üstesinden gelemez.

Ricada bulunan kişiye verilen önem sık sık insana o ricayı hemen kabul ettirir, düşünüp taşınacak gerçekleri beklemeden.

Ama her duygusal tepki aklın sınamasına tabi tutulmalıdır; kanımca gösterilecek tepki ihtiyaç duyulan duygu ile doğru orantılı olmalıdır.

Başka bir kitapta buluşmak üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder